Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

 

Revolution - Devrim dizisinin arkasındaki düşünce

Filmleri izlerken genellikle kendimizi olayların akışına kaptırıyoruz ve filmde verilmek / empoze edilmek istenen fikrin farkına varamıyoruz.
Öncelikle Revolution (Devrim) dizisini izlemeyenler için dizi hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Dizi konusu
21. yüzyılda açıklanamayan bir sebepten ötürü dünya üzerindeki bütün teknoloji durur.
Elektriklerin kesilmesiyle bilgisayarlar çalışmaz, arabalar durur, tüm elektronik cihazlar bir daha açılmamak üzere kapanır.
Neler olduğunu bilen tek kişi Ben Matheson’dur ancak durumu düzeltebilmek için o da hiçbir şey yapamaz.
Aradan 15 yıl geçer. Bu 15 yılda doğa şehirlere bıraktığı alanları geri almaya başlamış; Chicago yemyeşil olmuş, elektriksiz yaşama alışılmıştır.
Devletler çökmüş, yönetim derebeylikleri andıran bir ortamda savaş lordlarının ve milislerin eline geçmiştir.
Bu arada Ben Matheson ailesiyle birlikte sakin bir hayat sürmektedir. Fakat sırları onu rahat bırakmayacaktır.
Elinde elektronik cihazların tekrar çalışmasını sağlayan bir “şey” vardır ve bu şey yüzünden güç odaklarının hedefi olacaktır.
Bu arada tüm bu olaylardan sonra birbirlerinden kopan arkadaşlar, sevgililer, aileler sevdikleriyle yeniden bir araya gelebilmek için mücadele eder.

Diziyi 2. sezon 9. bölüme kadar izledim.
Bu bölüme kadar gelişen olaylardan elektrik kesintisinin sebebinin, nanitlerin (Nono teknoloji kullanılarak üretilmiş gözle görülmeyen, havada bulunan programlanabilir elektronik parçacıkların) elektriği emmesi olduğu şeklinde açıklandı.
Son bölümlerde, karakterlerden birinin nasıl yaptığını bilmeden, nanitlere komutlar vererek istediklerini yaptırabildiğini gözlemledik.
Örneğin, nanitlere komut vererek insanları yakabilmekte veya uyku durumuna geçirebilmektedir. (Havayı soluduğumuz için, nanitler insan vücudunda da görev yapabilmektedirler.)

Nano teknoloji ve bilgisayar programlama konusunda bilgisi olan kişiler böyle bir şeyin mümkün olamayacağı iddiasında bulunamazlar.

Dua: Programlanabilir / programlanmış ses (enerjisi)'dir.

Bilgisayarları programlayarak neler yapılabildiğini göz önünde bulundurursak, sesi (veya başka bir enerji türünü) programlayarak neler yapılabileceğini tahayyül edebilir misiniz?

Revolution dizisinin yapımcıları olaylara bilimsel(!) yaklaştıklarını vurgulamak istedikleri için dua kelimesi yerine nanit kelimesini kullanmışlar 

Duanın gücü / işlevini yerine getirme yöntemi hakkında fikir edinmek isteyenlere diziyi izlemelerini tavsiye ederim.