Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

SEÇİMLERİMİZİN KADERE ETKİSİ

Hayatta yaptığımız seçimlerin kadere etkisini anlatmak için şu örneği kullanırım :
A noktasından B noktasına gitmeniz gerekiyor.
- Trenle gidebilirsiniz
- Otobüsle gidebilirsiniz
- Uçakla gidebilirsiniz
- Kendi otomobilinizle gidebilirsiniz
- Taksi/kiralık otomobil ile gidebilirsiniz
...
seçenekler çoğaltılabilir.
A noktasından B noktasına gitmek için hangisini seçeceğinize karar verirken şu DÜŞÜNCELERLE eleme yaparsınız.
- Trenle gitmek ekonomiktir. Trenle gitmeyi tercih etmeliyim.
- Otobüs, trene göre biraz pahalı ama B noktasına daha kısa sürede ulaşabilirim. Otobüsle gitmeyi tercih etmeliyim.
- Uçak pahalı ama hız benim için daha önemli uçakla gitmeyi tercih etmeliyim.
- B noktasında otomobilime ihtiyacım olacak en iyisi kendi otomobilimle gitmek.
- Kefenin cebi yok en iyisi taksi ile gitmek.
A noktasından B noktasına gitmek için tüm seçenekler KADERİNİZDE vardır.
Diğer bir deyişle hangisini seçerseniz seçin yolcuğunuz sürecince başınıza gelecekler, karşılaşacağınız seçenekler farklı farklı olarak kaderinizde mevcuttur.
Seçiminizi yaptığınız anda gerçekleşenler kader değil kazadır.
Çoğu insan seçimlerini bu tür düşünmenin ve bu düşünce şekillerinden uygun gördüklerine göre hareket etmelerinin bir mahzuru olmayacağını düşünür.
Hâlbuki bu düşünce şekillerinden HEPSİ HATALIDIR, seçimlerinize bu şekildeki düşüncelerle karar verdiğinizde her zaman zarar edersiniz.
Bir konuda karar verirken tek bir düşünceye sahip olmamız gerekiyor.
- Önümdeki seçeneklerden hangisini seçersem Rabbimin rızasını kazanabilirim?
Bu şekilde düşünüldüğünde seçenek sayısı azalır, fakat genellikle tek seçenek kalmaz.
Bu durumda doğru seçeneğe nasıl karar vereceğiz?
Bizim SORUMLULUĞUMUZ karar verirken "Rabbimin rızasını kazanabilirim?" sorusu ile hareket etmekle sınırlıdır.
Seçenekler Rabbimizin rızasına uygun olanı seçmekte isabet edip etmemek bizim sorumluluğumuzda değildir.
İsabet kaydetmemiş olsak bile her durumda fayda elde etmiş oluruz.

Bir çok kişinin dikkat etmediği bir husus vardır:
ENFAL suresi 29. ayette    
Ey iman edenler, Allah'tan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış furkan verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
buyrulmaktadır.
Tüm insanlarda karar verme anında aktif hale gelen ve vicdan olarak isimlendirilen bir duygu vardır.
Karar verme anında insanın vicdanı doğru olan seçeneği kendisine söyler.
İnsanlar Allah (c.c.) korkup, sakınmadıkları için vicdanın sesi çok kısa süreli duyulmaktadır (andan daha kısa) çoğu insan bu sesi fark etmemektedir.
Daha sonra örnekte verilen düşüncelere benzer düşünceler zihnimize hakim olmakta ve vicdanın söylediği hiç akla gelmemektedir.
Allah (c.c.) korkup, sakınan insanlar vicdanlarının sesini daha uzun süre hissedebilmekte ve daha isabetli kararlar verebilmektedirler.