Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
Kader hakkında ne biliyoruz?
Kader konusu, gerek din adamlarının, gerekse pozitif
bilim adamlarının açıklamakta zorlandığı bir konudur.
Anlatılmasının zor olması anlamayı da
zorlaştırmaktadır.
Toplum olarak zor olan şeylerden uzak durmaya eğilimliyiz.
Bu nedenle birçok kişi
kader konusunu anlamak için çaba bile göstermiyor.
Kader konusunu anlamaya(çalışmaya)nların tamamının
MUTSUZ OLDUĞUNU söylemek bir abartı olmayacaktır.
Bir dizi mesaj ile kader konusunu nasıl anladığımı
açıklamaya çalışacağım.
Konu hakkında düşüncelerini paylaşan arkadaşlar
olursa memnun olurum.
Aşağıdaki cümlelerin benzerlerini duymuşsunuzdur.
- Yıllardır köy köy dolaşıyorum. Ne zaman bir
şehirde görev yapmaya başlayacağım.
- Benim maaşımda bakanın ki kadar olsa ben de
şikayetçi olmam.
- Sağlıklı olmak gibisi yok. Şu rahatsızlığım
düzelsin başka bir şey istemiyorum.
- Yıllardır ailemden ayrı yaşıyorum. Tek isteğim
ailemle birlikte yaşamak. Çok şey mi istiyorum?
Bu cümleleri kullananlara aynı sırayla şu soruları
sormak istiyorum:
- Şehirde yaşamanın sizin için iyi olacağını
nereden biliyorsunuz?
- Maaşınızın bakanın ki kadar olmasının sizin için
daha iyi olacağını nereden biliyorsunuz?
- Sağlıklı olmanın sizin için daha iyi olduğunu
nereden biliyorsunuz?
- Ailenizle birlikte yaşamanın sizin için daha iyi
olduğunu nereden biliyorsunuz?
Elimizde hiç bir veri olmadan ÖN YARGI ile şu
şekilde düşünüyoruz:
Şehirde yaşamak köyde yaşamaktan neden kötü olsun
ki?
Fazla maaş almanın ne kötülüğü olabilir?
Sağlıklı olmanın neresi kötü?
Aile ile birlikte yaşamak neden kötü olsun ki?
Tekrar etmekte fayda görüyorum: Bu düşünceler hiç bir veriye
dayanmamaktadır.
Tümüyle ÖN YARGIYA dayalı varsayımlardır.
Yakın zamanda izlediğim flash forward
isimli dizi kader konusunun anlaşılmasını kolaylaştıran
örneklerle doludur.
Kader konusundaki açıklamalarımı bu dizideki
örneklerden yararlanarak yapmak istiyorum.
Dizi hakkında bilgisi olmayanlar için öncelikle
dizi hakkında bilgi vermek istiyorum :
Anlaşılmayan bir sarsıntı aynı anda tüm dünya
nüfusunun bilincini 137 saniyeliğine kaybetmesine yol açar ve bu esnada herkes
geleceğinden bir kesit görür.
(6 ay sonraki 29 Nisan 2010 tarihinin 137 saniyesini görür.)
Sonrasında ise tüm dünya kendini bir kaosun
ortasında bulur.
Los Angeles FBI ajanı Mark Benford, gelecekteki
kesitinde gördüklerinden yola çıkarak 29 Nisan 2010'un parçalarını bir araya
getirmeye çalışır ama olayların sebebini anlamak ve olacakları engellemek
konusunda çaresizdir; yaşanacaklar onu mutlu edecek türden değildir.
Gelecekte, Mark'ın çok sevdiği eşi onu
hastalarından birinin babası için terk eder. Mark kendini yeniden içkiye verir,
partneri cinayete kurban gider ve ajanlar Mark'ın peşine düşer.
Çok geçmeden herkes birbirine ne gördüğünü sormaya
başlar.
Bu sırada Mark ve ekibi bu tuhaf olayın sebebini
araştırır ve tekrar olup olmayacağını merak ederler.
Ellerinde bel bağlayabilecekleri tek şey ise
insanların gelecekte gördüklerinden oluşan dev bir mozaiktir.
(Görülenler Mozaik isimli web sitesinde paylaşılmaktadır.)
Dizideki insan davranışlarını üç grupta toplamak mümkündür.
1) Geleceğinde OLUMLU gelişmeler olduğunu gören
insanlar. Bu insanlar gördüklerinin gerçekleşmesi için çalışmalar yapmaya
başlıyorlar.
Bunlardan bazıları çok RADİKAL bir değişim içine
girebiliyor. Örneğin bir cam silicisi geleceğinde bir öğretiyi yaymak için
çalıştığını ve çalışmalarının çok ilgi gördüğünü görüyor.
Ve belki hiç bir bilgi birikimi/tecrübesi
olmamasına rağmen öğretiyi yaymak için çalışmalara başlıyor.
2) Geleceğinde OLUMSUZ gelişmeler olduğunu
gören insanlar. Bu insanlar gördüklerinin gerçekleşmemesi için çalışmalar
yapmaya başlıyorlar.
Bunlardan bazıları gördüklerini YANLIŞ
YORUMLADIKLARI için kendilerine zarar verecek davranışlarda bulunabiliyorlar.
3) Bilincini kaybettiğinde hiç bir şey görmeyen
insanlar. Bu insanlar 6 ay içinde ölmüş olacaklarını bu nedenle bir şey
görmediklerine inanıyorlar ve bu inanç çevresinde davranışlar gösteriyorlar.
FBI ajanlarından biri bilincini kaybettiğinde bir
hastahaneden kendisine telefon edildiğini görür.
Telefonda yoğun bakım servisindeki bir bayanın
vefat haberi verilmektedir.
Dizideki gelişmelerden FBI ajanının bir trafik
kazası nedeniyle bayanın ölümüne sebep olacağını anlıyoruz.
FBI ajanı böyle bir gelişme yaşanacağına
inandığından dolayı acı çekmekte, ölüme sebebiyet vermemek için bir çözüm yolu
aramaktadır.
Sonunda çözüm yolunu bulur. Yüksek bir binanın
çatısından atlayarak intihar eder.
GELECEĞİ DEĞİŞTİRMİŞTİR. Bayanın ölümüne sebep olmayacaktır.
Bıraktığı intihar notundan yararlanılarak trafik
kazası nedeniyle öleceği düşünülen kadına ulaşılır ve ölmeyeceği müjdesi
verilir.
Son günlerde kaza süsü verilen ölümleri araştıran
FBI ekibi, mozaik web sitesinde ölmesi gerektiği halde GELECEĞİN
DEĞİŞTİRİLEBİLİR olma özelliğiyle ölümü atlatmış kişilerin kaza süsü verilerek
öldürüldüğünü fark eder.
Öldürülme sırasının FBI ajanının intihar ederek
ölümden kurtardığını düşündüğü bayana geldiği anlaşılınca bayanı korumak için
harekete geçilir.
Bayanın bir trafik kazasına kurban gitmesi son
anda engellenir.
Fakat kaza yerinden uzaklaşırken olay yerine
gelmekte olan bir FBI ajanının arabasıyla çarpışır.
GELECEK DEĞİŞMEMİŞTİR J
Arâf suresi 34. ayette
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri
gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında
çökerler.)
Enâm suresi 60. ayette
Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün 'güç
yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı' bilen, sonra adı
konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra 'en son dönüşünüz' O'nadır. Sonra yapmakta
olduklarınızı size O haber verecektir.
Âl-i İmrân suresi 145. ayette
Allah'ın izni olmaksızın hiç bir nefis için ölmek
yoktur. O, süresi
belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona
ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz
şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.
buyurulmaktadır.
İslam inancında insanların yaşam sürelerinin
değişmediği kesin olarak kabul edilmektedir.
Ölüm şeklinin ne şekilde olacağının değişip,
değişmeyeceği tartışmalı bir konudur.
Örneğimizdeki olaydan yola çıkarak söylemek
gerekirse kadının ölüm saniyesinin bile değişmeyeceği kesindir.
Fakat ölüme sebebiyet veren hususun değişip,
değişmeyeceği tartışmalı bir konudur.
Gerek dizide, gerekse pozitif bilimle uğraşan
insanların açıklamalarında birden fazla gelecek olduğunu ve bu geleceklerde
olayların ve yaşam sürelerinin değişebileceği kabul edilmektedir.
Bu konu ile ilgili teorilerden biri olan paralel
evrenler teorisi ilgi gören teorilerden biridir.
Bu konuda yapılan açıklamalar hiç bir zaman
teoriden öteye gidememiştir.
Bizim SORUMLULUĞUMUZ yaşam süresinin değişmediğine
inanmakla sınırlıdır.
Diğer hususlara inanmak veya inanmamakla ilgili
bir sorumluluğumuz yoktur.
Halk arasında kullanılan, ölümden döndü,
öldürmeyen Allah (c.c.) öldürmüyor vs. şeklinde kullanılan deyimler tam olarak
gerçeği ifade etmemektedir.
Dizide yer alan bir başka örnek:
Bir bayan bilinç kaybında, suyun içinde bir erkek
tarafından boğulmakta olduğunu görür.
Boğulma anında hissettiği duyguyu şu şekilde
açıklıyor :
- Ben bunu hak ettim.
Bilincini kazandıktan sonra, ölümüne sebep olacak
kadar önemli ölçüde pişmanlık yaşayacağı bir durumun meydana geleceğine
inanıyor.
Yaratana kendini affettirecek bir şeyler yapması
gerektiğini düşünerek, gönüllü olarak bir hastahanede çalışmaya başlıyor.
Boğulma anının gerçekleşeceği gün yaklaşırken
pişman olacağı şeyin ne olduğunu anlıyor ve durumu telafi edecek bir davranış
gerçekleştiriyor.
Bilinç kaybının yaşandığında görülen zaman dilimi
yaklaştığında bir araba sürmektedir, arabanın hâkimiyetini kaybederek bir göle
girer.
Bilinç kaybında görülen boğulma anı yaşanmaya başlanmıştır.
Bu esnada bir erkeğin bayanı tuttuğu görülür.
Filmin devamında erkeğin bilinç kaybında bayanı
boğulmaktan kurtarmak için suya atladığını gördüğü anlaşılır.
Bayanın bilinç kaybında hissettiği duygunun etkisi ile kendisini
boğduğunu zannettiği kişi aslında kendisini kurtarmaktadır.
Filmin devamında bayan ile kurtarıcısı arasında ne
tür bir duygusal gelişme olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek J
İslam inancına göre ölüm, farklı bir hayatın
başlangıcıdır.
Farklı olanın aktifleşmesini/ ifadelendirilmesini,
eskinin ölümü olarak algılamak sık yaptığımız hatalardandır.
İnsan kurtarıcısının kendini öldürmeye geldiğini sanacak kadar GAFİL
olabiliyor.