Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

İnsanı tanıma dersleri - 6

Nefsin afetlerinden: İsyan

İsyan: Başkaldırı


Hucurat suresi 7. ayet :

Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir.
Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz.
Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı ve size inkârı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi.
İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

NİSA suresi 14. ayet :

Kim Allah'a ve elçisine isyan eder ve onun sınırlarını aşarsa, onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır.

EN'AM suresi 15. ayet :

De ki: "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."

TAHRİM suresi 6. ayet :

Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

Hadis :

Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Ey Ashâb`ım! Vâlilerinizin, kumandanlarınızın emirlerini dinleyiniz ve onlara itâ`at ediniz; üzerinize ta`yîn olunan vâli, başı Siyah kuru üzüm gibi saçlı Habeşî bir köle olsa bile.
(Buhari, KİTÂBÜ`L-AHKÂM)
BEN AĞLAMAYAYIM DA KİM AĞLASIN?

Mehmet Âkif bir yaşlı zâtı anlatıyor:
Sultan Ahmet Camiî'ne gidiyorum her sabah..
Ne kadar erken gidersem gideyim mihrabın bir kenarında..
Saçı sakalı bembeyaz olmuş ihtiyar bir adam ümitsizce bedbîn durmadan ağlıyor..
O kadar ağlıyor ki ağlamadığı tek dakikayı yakalayamadım.
Nihayet bir gün yanına sokuldum.
Muhterem dedim Ah Efendim dedim Allah'ın rahmetinden bir insan bu kadar ümitsiz olur mu?
Niye bu kadar ağlıyorsun?
Bana "Beni konuşturma" dedi "kalbim duracak".
Ben çok ısrar edince ağlıya ağlıya anlattı.
Dedi ki : "Ben Abdulhamit Cennet mekânın devrinde bir binbaşıydım orduda.
Bir birliğim vardı benim de.
Annem babam vefat edince servetimiz vardı.
Payimâr olmasın diye sadarete bir istifa dilekçesi gönderdim.
Dedim ki annem babam vefat etti falan yerdeki mağazalarımız filan yerdeki gayri menkullerimiz... Bunlara nezaret edecek bir nezaretçiye ihtiyaç vardır.
İstifam kabul buyurulursa istifa etmek istiyorum.
Biraz sonra bana doğrudan doğruya hünkârdan bir yazı geldi
İstifan kabul edilmedi.
Öyle anlaşılıyor ki istifa dilekçem padişaha gönderilmişti.
Ben bir daha dilekçe verdim; yine aynı cevap geldi.
Bizzat çıkayım huzuruna şifâhî olarak görüşeyim bu celâdetli padişah cidden çok celadetli (yiğitlik kuvvet ve şiddet).
Ben yaveriyle uzun zaman bir yerde kaldım.
Tuhaf gelir size nasıl sen kaldın diyeceksiniz?
Yaşlı yaveriyle uzun zaman bir yerde kaldım
Abulhamit faytonda giderken faytonun sağındaki solundaki nefes almaya bile korkarlardı derdi.
Medet Efendi. Allah rahmet etsin evliyaullahtan bir zâttı.
Ben bizzat o celâdetli haşmetli padişahın huzuruna çıktım.
Hünkârım dedim. İstifamın kabulünü rica edeceğim dedim.
Durumumuz budur dedim.
Derin derin biraz düşündü. İstifa etmemi istemiyordu yüzünün halinden belliydi.
Israrıma da dayanamadı öfkeli bir edayla elinin tersiyle beni iter gibi
"Haydi istifa ettirdik" dedi seni.
Ben döndüm sevinerek geldim işimin başına.
Gece âlem-i manada orduların teftiş edildiğini gördüm.
Gördüm ki son savaşı vermek üzere şarkında ve garbında savaşan orduları bizzat Rasul-i Ekrem teftiş ediyor.
Efendimiz (SAV) yıldızın önünde duruyordu.
Bütün Türk ordusu Aleyhissalatu Vesselam'a teftiş veriyordu.
Osmanlı padişahlarının ileri gelenleri vardı.
Abdulhamit'de edeble kemerbeste-i ubudiyetle kâinatın Fahr'ının arkasında duruyordu.
Bütün ordular geçti. Derken benim birlik geldi; başında kumandanı olmadığı için darma dağındı.
Efendimiz döndü Abdulhamit'e dedi ki "Abdulhamit! Nerede bu ordunun kumandanı?"
Abdulhamit Han "Ya Rasulallah! çok istedi ısrar etti istifa ettirdik.".
Efendimiz
"Senin istifa ettirdiğini biz de istifa ettirdik"
buyurdu.

Ben ağlamayayım da kim ağlasın !?.."(Bayram TOSUN)
KAYNAK: Yeni Osmanlılar Derneği Web Sayfası