Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
İnsanı tanıma
dersleri - 8
Nefsin afetlerinden: Kin ve nefret
Maide suresi 91. ayet :
Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza
düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık
vazgeçtiniz değil mi?
Haşr suresi 10. ayet :
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki:
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde
iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin,
çok esirgeyicisin."
İsra suresi 41. ayet :
Biz, bu Kur'ân'da akıllarını başlarına almaları
için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak
onların nefretini
artırmıştır.
Hadis :
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Hediyeleşin, zira hediye,
kalpteki kuşkuları (kin ve nefreti) giderir. Komşu kadın, komşusu kadından gelen (hediyeyi) hakir
görmesin, bir koyun paçası olsa bile."
Tirmizî, Vela ve'l-Hibe 6, (2131).
Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet
edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız
bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize
kin ve nefret beslemeyiniz.
Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin
satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın.
Ey Allahın kulları, böylelikle kardeş
olunuz. Müslüman, müslümanın kardeşidir.
Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve
onu hakir görmez.
Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek
buyurdular ki Takvâ buradadır.
Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir
kimseye şer olarak yeter.
Her müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka müslümana
haramdır.
Müslim, Birr 32. Ayrıca bk. Buhârî, Edeb 57; Ebû
Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5 (Müslim rivayeti
dışındakiler, Enes İbni Mâlikten gelmiştir)
Hikaye
Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu,
yani yeri boştu.
Ondan nefret ediyordum. Çünkü bu durum beni arkadaşlarımın arasında
utandırıyordu.
Babam, ben daha küçükken bir kazada öldüğünden,
ailemizi geçindirmek de anneme kalmıştı. Bunun için okulda aşçılık yapıyordu.
İlk okulda iken bir gün annem bana
"merhaba" demeye gelmişti. Sanki, yerin dibine geçmiştim. Bunu bana
nasıl yapabilirdi.?
Onu görmezden geldim, ona nefretle bakarak oradan
kaçtım...
Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım bana,
"..Senin annenin sadece bir gözü var. Diğeri ne biçim.!" Dedi.
Diğerleri de gülüşüyorlardı.
O anda yerin dibine girmek ve de annemin ortadan
kaybolmasını istedim.
Bu yüzden, o gün onunla karşılaşınca dedim ki:
-"Beni gülünç duruma düşüreceğine, ölsen daha
iyi!.."
Annem karşılık vermedi. Sadece, tek gözüyle bana
biraz baktı ve uzaklaştı gitti...
Dediklerim hakkında bir saniye bile düşünmemiştim,
çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni hiç ilgilendirmiyordu.
Onu evde istemiyordum ama ev onun üzerineydi...
Çok çalıştım, kendime yeter oldum, sonunda
Singapur'a okumaya gittim.
Bir süre sonra da evlendim. Birikimime borç
ekleyerek kendime bir ev aldım.
Daha sonra çocuklarım oldu ve hayatımdan
memnundum. Annemi unutmuştum...
...................
Bir gün annem bizi ziyarete gelmişti. Öyle ya, kaç
yıldır beni görmemişti.
Kapıya gelince, çocuklarım tek gözlü birini
görünce birden korktular, sonrada güldüler.
"Babaanneniz" diyemedim. İçeri girince
ilk fırsatta ona:
-"Evime gelip çocuklarımı nasıl
korkutabilirsin.? Buradan hemen git.!" Dedim.
Bu çıkışıma annem kısık bir sesle:
-"Kusura bakmayın, ben yanlış adrese geldim
galiba.!" Dedi ve çıktı-gitti...
...................
Aradan yine uzun bir zaman geçmişti.
Bir gün "mezunlar toplantısı" için
okulumdan bir mektup aldım.
Karıma; "..iş seyahatine gidiyorum" diye
bahane uydurdum.
Mezunlar toplantısından sonra, birden aklıma
düştü. 'Sadece meraktan' eski evime gittim.
Eski komşularımıza sorduğumda, "annemin
öldüğünü" söylediler.
Önce biraz sevinç duyar gibi oldum ama içimde bir
burukluk ve sızı hissettim.
Ben şaşkınca beklerken, "bana verilsin diye
annemin bir mektup bıraktığını" söylediler.
Açtım ve okumaya başladım:
-En sevgili oğlum... Her zaman seni düşündüm.
Singapur'a gelip çocuklarını korkuttuğum için
üzüldüm...
Mezunlar gününde geleceksin diye çok sevindim ve
bekledim.
Ama; "seni görmek için yataktan kalkabilir
miyim" diye çok düşündüm...
Seni büyütürken, 'tek gözümle' sürekli bir utanç
kaynağı olduğum için de üzgünüm...
Biliyor musun biricik oğlum.?
Sen küçücükken, babanla birlikte bir kaza
geçirmiştin. Baban öldü fakat sen, bir gözünü kaybetmiştin.
Bir anne olarak, senin tek bir gözle büyümene
dayanamazdım...
Bu yüzden, babandan kalan tarlayı satarak,
ameliyat masraflarına yatırdım.
İşte, şimdi o yeri boş olan gözüm
var ya, onu sana vermiştim. Nakil çok başarılı geçmişti, hiç fark
edilmiyordu.
"O gözle, biricik oğlum görüyor ya..."
diye çok mutlu oluyordum. Ana yüreği ya oğul, sana "sen benim gözümle
görüyorsun" diyemedim...
Başarılarından dolayı seninle o kadar gurur
duyuyordum ki, bu bana yetiyordu.
Her şeye rağmen, sen benim oğlumsun...
Bütün sevgilerimle... Annen.