Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Siz Benim Kim Olduğumu Biliyor musunuz?

TRTOKUL kanalında yayınlanan "Kendimi tanıyorum" programının 24 Haziran 2012 tarihinde yayınlanacak bölümünün konusunun "Kendim Olabilmek" olduğunu öğrendiğimde aşağıdaki iki fıkra aklıma gelmiş ve gülümsemiştim.

Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun ?

- Alo!
- Efendim!
- Pardon, galiba yanlış numarayı çevirdim.
- Dikkat etsene geri zekâlı!
- Geri zekâlı sensin, üstüne üstlük bir de bit beyinlisin!
- Ne! Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?
- Hayır!
- Ben İstanbul Emniyet Müdürüyüm (Biraz sessizlikten sonra)
- Peki sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?
- Hayır!
- Ohhh, çok şükür! (Çaat!)
************
Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun ?

Üniversitenin büyük amfisinde 800 kişinin katıldığı bir imtihan... Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevapları yetiştiremeyen kalıyor. Bu yüzden bütün talebeler harıl harıl kâğıt dolduruyorlar.
Ama birisi ağırdan gidiyor. Biraz düşünüyor biraz yazıyor. Hiç aceleci bir hâli yok.
Derken süre doluyor. "Getirin kâğıtları çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildiği kadarıyla kâğıdını getirip masanın üzerine koyuyor. Veren çıkıyor, veren çıkıyor, masanın üzerindeki kâğıtlar birikiyor. Sınıfta hiç talebe kalmıyor. Bir kişi hâriç. Bizim ağırdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor.
Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkıp kürsüye gidiyor ve kâğıdını bir sonraki ders için hazırlıklarını tamamlamakta olan profesöre uzatıyor. Profesör kızarak:
-Hayır! Çok geç kaldın. Artık senin kâğıdını alamam...
Bizimki ters ters bakıyor:
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Yoo, aslında bilmiyorum. Ne olacak?
Talebe bakışlarını dikleştirerek tekrar soruyor:
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Hayır bilmiyorum! Üstelik bu hiç de mühim değil!
-İyi öyleyse, diyor bizimki ve yığılı duran imtihan kâğıtlarının bir kısmını kaldırıyor ve araya kendi kâğıdını koyup kâğıtları tekrar düzeltiyor. Sonra da:
-İyi günler hocam, deyip profesörün şaşkın bakışları arasında yürüyüp gidiyor.

Programın "Kendim Olabilmek" bölümünde insanların maske ve gözlük taktıklarına vurgu yapılarak, bu durumu bildiğimiz halde çoğu zaman FARKINDA olmadığımız belirtildi.
Maske ve gözlük takmak yaşamın doğal bir parçasıdır. Kimseyi maske ve gözlük taktığı için YARGILAYAMAYIZ.
Fakat kişilerin maske ve gözlük taktıklarının FARKINDA olarak maskeli veya gözlüklü kişinin KENDİSİ OLMADIĞININ bilinciyle hareket etmeliyiz.

Programın bazı bölümlerinde yapıldığı gibi bu bölümde de egzersiz soruları vardı.
Bölümün egzersiz soruları şu şekilde:

1- İstediklerini gerçekleştirmek yolunda önündeki engeller nelerdir?
2- Yaşamda ilgini neler çeker?
3- Odan seninle ilgili neler söylüyor?
4- Çocukken ne olmak istiyordun?
5- Eğer başarısız olma ihtimali olmasaydı ne yapmak isterdin?
6- Eğer para gibi bir engel olmasaydı ne yapmak isterdin?
7- Ölüm döşeğinde neyi yapmamış olmaktan pişman olurdun?
8- İsteklerini gerçekleştirmede atabileceğin en küçük adımlar neler olabilir?
9- Bu yolculukta sana yardımcı olabilecek kimler var (ismen)?

Bu sorulara verilecek cevaplar kim olduğumuz hakkında bize bir fikir verebiliyor.
Mesajlarımı takip eden arkadaşlar bu sorulardan yola çıkarak benim kim olduğumu bilebilirler mi acaba 
J

Programda katılımcılardan biri kim olduğumuzu "muhataplarımızın gözünde kim olduğumuzdur" şeklinde tanımladı.
Diğer bir deyişle kim olduğumuza çevre karar verir veya bizim kim olduğumuzu en iyi muhataplarımız bilir dedi.
Bu görüşe katılmamakla birlikte faydanılabilecek bir görüş olduğunu düşünüyorum.

Egzersiz sorulara cevaplar yazarak kim olduğunu ifade edecek arkadaşlara teşekkür ederim.