Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

En çok nelere gülüyoruz?

Geçtiğimiz günlerde televizyonda yayınlanan bir skeç programında oyuncuların birbirlerini aşağılayıcı sözlerine gülen yeğenlerimi gördüğüm zaman, bu tür bayağı, seviyesiz
esprilere gülmeleri beni rahatsız etmişti.

Bu rahatsızlığım -ben nelere gülüyorum?- sorusunu aklıma getirdi.

10 kuruşluk hatanın bedeli gülme krizi  

1) İlk anda aklıma gençlik yıllarımda hayatımın akış yönünün değişmesine neden olan gülme krizi geldi.
1980 yılında Ticaret lisesinden mezun olduktan sonra bir firmanın muhasebe servisinde çalışmaya başlamıştım.
1,5 yıl kadar sonra ekonomideki sarsıntıların etkisi ile şirket sıkıntıya düştü.
Maliye incelemek üzere son beş yılın defterlerini istedi.
O dönemde denetim sıkı yapılmadığı için deterler düzenli tutulmamış, mali yıl sonunda asgari miktar üzerinden vergiler ödenmişti.
Maliyenin inceleme isteği üzerine yeni defterlerin hazırlanması gereği ortaya çıktı.
Şirkete ait bir inşaatta saklanılan evraklar ortaya çıkarıldı ve beş yıllık işlemi bir ay içinde yapmak için çalışmalara başladık.
Öncelikle mahsup ve tediye fişlerine yevmiye işlemlerini yaparak, ödenmiş olan vergiye uygun bir hesap sistemi oluşturduk ve bilançoyu tutturduk.
Daha sonra mahsup ve tediye fişlerinden yevmiye defterlerini hazırlamaya başladık.
Bir yıl hariç olmak üzere tüm defterleri doğru olarak hazırlamayı başardım.
Bir yevmiye defterinde yıl sonu itibariyle 10 kuruşluk bir fark ortaya çıkıyordu.
Mahsup ve tediye fişlerinde yıl sonu hesabı tuttuğu için, defterde hatalı bir işlem yaptığım anlaşılıyordu.
Bir sabah tüm işlerimi bırakıp defterdeki hatayı bulmaya çalıştım. Defalarca yaptığım kontrole rağmen hatayı bulmam mümkün olmadı.
Sinirden ne yapacağımı bilemez bir haldeyken çalışmalarımı kontrol eden mali müşavirimiz geldi.
Durumu izah ederek ne yapmam gerektiğini sordum.
Yevmiye defterini aldı ilk 5-10 sayfasına şöyle bir baktı ve şu sayfadaki tutarı arka sayfaya aktarırken  nakli yekün miktarında kuruş hanesini yazmamışsın dedi.
Hatamın bu kadar basit olması, bu kadar çabuk bulunmuş olması gergin olan sinirlerimin boşalmasına sebep oldu.
İstem dışı gülmeye başladım. Saatlerce gülmeme engel olamadım. Gülmekten karın kaslarım ağrımaya başladı.
Bürodan çıkıp, dışarlarda dolaşmam bile fayda etmedi.
Akşam saatlerinde  gülme krizini atlatmaya başladım.
Sonraki günlerde ne zaman yevmiye defteri ile ilgili bir işlem yapmam gerekse olay aklıma geliyor ve kısa süreli gülme krizleri yaşıyordum.
Şirketin mali krizde olmasını bahane ederek işten ayrıldım. Daha sonra bir daha muhasebe üzerine çalışmadım.

Rüya ile anlatılmak istenen  
 
2) Zaman zaman gördüğüm benzer rüyalar beni rahatsız etmiştir. Tekrarlanan rüyalarla bana bir şeyler anlatılmak istendiğine inanıyorum.
Anlatılmak isteneni anlayamıyor olmak çok canımı sıkar.
Sık gördüğüm rüyalardan birini aktarmak istiyorum.
Genellikle kendimi büyük bir camide görüyorum. İki namaz vakti arası olduğu için küçük gruplar halinde cemaatler oluşuyor.
Namazımı cemaate uyarak kılmak için yanlarına gittiğimde cemaat yok oluyordu.
Veya yolda giderken ezan sesi duyuyorum, cemaate yetişmek için hızla camiye gidiyorum. Fakat camiye varmam mümkün olmuyor.
Aynı rüyanın bir başka versiyonunda  namaz vakti yaklaştığı için camiye gidiyorum ve camideki abdest alma yerinde abdest almaya başlıyorum.
Bu arada ezan okunmaya başlıyor, fakat ben bir türlü abdest almayı bitirip, cemaate katılamıyorum.
Yıllarca bu tür rüyalar görmeme rağmen, bana anlatılmak istenenin ne olduğunu anlayamadım. Rüyalarım hakkında kimse ile de konuşmadım.
Bir gün bir arkadaşın tavsiyesi ile bir cemaatin sohbet toplantılarına katılmaya başladım.
Kısa bir süre sonra da okuduğum bir hadisteki uyarıyı dikkate alarak her gün en az bir vakit namazımı camide kılmaya başladım.
Bir süre sonra bir olay vesilesiyle gördüğüm rüyaları hatırladım ve uzun zamandır bu tür rüyalar görmediğimin farkına vardım.
O zaman Rabbimin bana rüyalar ile anlatmak istediğini anladım.
Namazlarımı her zaman evde tek başıma kılıyordum ve işim olmadığı için zorunlu olmadıkça evden çıkmıyordum. İnsanlarla iletişimimi asgari düzeye indirmiştim.
Dinimizin cemaate verdiği önemi göz ardı etmiştim.
Rabbim gösterdiği rüyalarla beni bu konuda çok açık bir şekilde uyarmasına rağmen, ben bu kadar basit bir uyarıyı bile anlayamamıştım.
Bu kadar basit şeyleri uzun süre anlayamamam,  anladığım zaman kendime (bu kadar aptal olabilmeme) gülmeme vesile oluyor.

Farz namazlarını imkânları nispetinde eda etmeye çalışan bir kişi olarak Rabbimin uyarılarını anlamakta bu kadar zorlanınca, ister istemez farz namazlarını kılmayan

insanların durumu aklıma geliyor. Kim bilir onlara ne tür, ne kadar açık uyarılar yapılıyordur.
Büyük bir ihtimalle onlarda bu  açık uyarıları anlamıyorlardır.

İnsanlar olarak bu kadar aptal olabilmemizi aklım almıyor.

Siz en çok nelere gülüyorsunuz?